Kulaklığım, hayatımın ışığı, kasıklarımın ateşi. Günahım, ruhum,
ku-lak-lık; dilin ucu damaktan dişlere doğru üç basamaklık bir yol alır,
üçüncüsünde gelir dişlere dayanır: Ku-lak-lık…
Dün gece dalgındım sevgilim,
Balkona doğru ilerlerken karanlıkta
Yolumda olduğunu unutmuştum.
Kulaklığım…
Yabancı bir tümsek
Kaygılı bir denge kaybı
Ve o korkunç fark etmek
Söyle bana ürkek sesinle
Canın yandı mı?
Nereden bilebilirdim, ah söyle
Mavi vücuduna basacağımı
Kulaklığım, gecemin sesi…
Sen ki Cohen’la Joplin’i buluşturan Chelsea Hotel’de…
Sen, güneşli günlerdeki ekstazik yürüyüşlerimin eşlikçisi!
Nasıl da mekanik çatırdadın
Halbuki aşkımız elektronikti!
Kulaklığım, esirgeyen
Şehrin sesinden
Ve bağışlayan
Düşüncesizliğime rağmen…
Sol tarafın kırık bir kol gibi sallanıyordu,
O içten o kalın kablon…
Görünüyordu görünmemesi gereken.
Sanki… sanki evladımı yaralamıştım.
Terrible hissettim İvanmışçasına
Gözlerim yuvalarından fırlayacaktı
Kollarıma aldım seni ve kulaklarıma
sesini işitmek için
Ah o acı sesin, ah Jeff Buckley hüznü
Ama konuştun sevgilim:
Bana şarkı söyledin, yaralı.
Kulaklığım, aşk acısını dindiren…
Hatırlar mısın sahilde
Ay gökteyken dumanlıydı başımız
Herhalde üzgündük o gece,
Yenilmiştik erkenden
Öylece yenilmiştik
Ve bıkmış ve dargın ve yalnız
Bana Maggot Brain çalmıştın.
O yıldız ağlamıştı benimle
Sen ağlamıştın
Cohen dirildi mavi dudaklarında
O gece kulaklarımı öptün.
Biliyorum, yoruldun.
Varoluş sana da yaramadı, biliyorum.
Ama terk edersem seni bu durgun,
Bu sonsuz,
Bu boşluğa…
Hiçbir bebek gülümsemez dil çıkardığımızda
Hiçbir kadın ismimizi söylemez
Arkadaşlar küser bize
Ve ailemiz dağılır.
Sarhoş olamazsak tekrar
Ve Here Comes The Rain Again açamazsak
Bozulma korkusuna rağmen yağmur yağınca
Saatlerce yürümezsek bar çıkışı, gece üçte
Melekler defterimizi kapatır.
O yüzden son bir şans,
Elimde pense ve tornavida var.
Acıtacak sevgilim ama yemin ederim
Ben de acıyacağım.
Seni ölene dek seveceğim.