Zbigniew Herbert/Episode

deniz kıyısında yürüyoruz

ellerimizde sıkıca tuttuğumuz

iki ucuyla antik bir diyaloğun.

- beni seviyor musun?

- seni seviyorum.


çatık kaşlarla

özetliyorum tüm bilgeliğini

iki ahitin,

astrologların, kâhinlerin,

bahçe filozoflarının *

ve inzivadaki filozofların.


ve şöyle geliyor kulağa:

- ağlama

- cesur ol

- bak herkes nasıl


dudaklarını büzüyor ve diyorsun ki:

- din adamı olmalıydın sen

ve usanmış, çekip gidiyorsun

kimse sevmez ahlakçıları


ne demeliyim kıyısında

küçük, ölü bir denizin


yavaşça dolduruyor su

yerini yok olan ayak izlerinin


*philosophers of the gardens: epicurus'un öğrencilerinden bahsediyor sanırım.