deniz kıyısında yürüyoruz
ellerimizde sıkıca tuttuğumuz
iki ucuyla antik bir diyaloğun.
- beni seviyor musun?
- seni seviyorum.
çatık kaşlarla
özetliyorum tüm bilgeliğini
iki ahitin,
astrologların, kâhinlerin,
bahçe filozoflarının *
ve inzivadaki filozofların.
ve şöyle geliyor kulağa:
- ağlama
- cesur ol
- bak herkes nasıl
dudaklarını büzüyor ve diyorsun ki:
- din adamı olmalıydın sen
ve usanmış, çekip gidiyorsun
kimse sevmez ahlakçıları
ne demeliyim kıyısında
küçük, ölü bir denizin
yavaşça dolduruyor su
yerini yok olan ayak izlerinin
*philosophers of the gardens: epicurus'un öğrencilerinden bahsediyor sanırım.