seni o kadar düşledim ki, gerçekliğini kaybediyorsun artık.
bu sıcak tene dokunmaya,
bu canım sese can veren dudakları
öpmeye kaldı mı zaman hala?
seni o kadar düşledim ki, gölgeni kucaklarken
göğsümde kavuşmaya alışmış kollarım
bedeninin şekline bürünemez belki de.
ve günlerce, yıllarca aklımdan çıkmayan,
bana hükmeden şeyin gerçek görüntüsü karşısında
bir gölge olacağım kuşkusuz.
ah şu duygusal denge.
seni o kadar düşledim ki,
artık uyanmaya vaktim yok kesinlikle.
ayakta uyuyorum, göğsüm açık
hayatın ve aşkın ve senin tüm formlarına.
sen, artık benim için önemli tek insan,
önüme çıkan ilk dudak, ilk alından
daha zor dokunurdum
herhalde senin alnın ve dudaklarına.
seni o kadar düşledim ki, o kadar
yürüdüm, konuştum, yattım ki hayaletinle
bana tek kalan,
hayaletler arasında hayalet
ve hayatının güneş saati etrafında
neşeyle dolanan, dolanacak gölgeden
yüz kat daha gölge
olmaktır belki de.