Friedrich Nietzsche/Böyle Buyurdu Zerdüşt

On the tarantullas kısmında 2020 post-modern manyaklarına saldırıyormuş gibi. Bayağı sinirlenmiş. Bu kısımdan sonra insanlar zaten eşit olmamalıdır diye başlıyor süpermen. Biraz göt biri ama cidden tarantulaları iyi anlatmış.


Buraya bak, tarantulanın inidir bura. Kendisini görmek ister misin? Ağı burada asılı; dokun, titret onu.

İşte kendi rızasıyla geliyor. Hoş geldin tarantula! Sırtında üçgen ve iz duruyor siyah siyah ve ben ruhunda ne olduğunu da biliyorum.

Senin ruhunda intikam barınır: Isırdığın yerde bu siyah kabuklar büyür; zehrin, ruhun başını döndürür intikamla.

O yüzden benzetmeler kullanarak konuşacağım sizlerle. Siz, ruhların başını döndürenler; siz, eşitlik vaizleri! Tarantulasınız bana göre ve gizli intikamcılar!

Ancak saklandığınız inleri ışığa maruz bırakmak istiyorum; ondan ki gülüyorum suratlarınıza yükseklerden kahkahamla.

Ondan ki yırtıyorum ağlarınızı, öfkeniz çıkarabilsin diye sizi yalandeliği ininizden ve “adalet” sözünüzün arkasından fışkırsın intikamınız. Böylece insanlık telafi edebilir intikamı: benim için bu en yüksek umuda bir köprü ve fırtınalardan sonraki gökkuşağıdır.

Fakat tarantulalar tam tersini ister şüphesiz. “Adaletten tam olarak anladığımız dünyanın, intikamımızın fırtınalarıyla dolu olmasıdır,” derler birbirilerine.

“Eşitleri olmadığımız herkese intikam ve yığınla hakaret yağdırmak istiyoruz” diye yeminler eder tarantula kalpleri.

“Ve ‘eşitlik iradesi’ -erdemin yeni adı şu andan itibaren bu olacaktır- ve gücü olan her şeye karşı yükselteceğiz sesimizi.”

Siz, eşitlik vaizleri, tiran deliliği iktidarsızlığınızın haykırıyor içinizden “eşitlik” diye. Sizin gizli tiran arzularınız gizliyor kendini bu erdem sözlerinin arkasına!

 İncinmiş kibir, bastırılmış imrenme, belki de atalarınızın kibri ve imrenmesi püskürüyor içinizden alev ve intikam deliliği gibi.

Babada sessiz olan şey oğulda açığa çıkar ve çoğu zaman görürüm ki babanın açığa çıkan sırrıdır oğul.

Canlı görünürler ama kalp değildir onları canlandıran, intikamdır. Arınmış ve sakin göründüklerindeyse ruh değildir böyle yapan onları, imrenmedir.

Kıskançlıkları düşünürlerin yoluna bile sokar onları ve kıskançlıklarının işareti budur: Her zaman çok aşırıya kaçarlar; öyle ki yorgunlukları karda uyumaya terk eder kendilerini.

Her ağıtlarından intikam sesleri duyulur, her övgülerinden zarar gelir ve yargıç olmak mutluluktur onlara.

Size şöyle bir tavsiye vereyim dostlarım: Cezalandırma güdüsü çok güçlü olan kimselere güvenmeyin!

Bunlar kötü türden, kötü kandan insanlardır; cellat ve tazı görünürdür suratlarında.

Adaletlerinden çok bahseden kimselere güvenmeyin! Indeed, their souls are lacking not only honey.

Kendilerine “iyi ve adil” dediklerinde ise unutmayın ki Ferisiler’e[1] dönüşmeleri için tek eksikleri güçtür.



[1] Hıristiyanlığın kötü adamları. İsa dönemindeki hard-line Yahudi topluluğu. Nietzsche burada ikiyüzlü anlamında kullanmış sanırım.


Devamını Oku Canım »

Pompeii Duvar Yazıları

Uzun burunlu, kel ve laurel wreath giyen bir erkeğin karikatürü. 


Biraz üstünde "Rufus est" yazıyor: "Bu Rufus."

Buradaki "cacator" kaka yapan, dışkılayan anlamına geliyor. Harika bir kelime, hemen Türkçeye girmeli. "Kakatör, umarım başarılı olursun da terk edersin burayı" gibi bir anlamı var.

"Chius, umarım basurların birbirine öyle bir değer ki eskisinden daha çok yakarlar."


"Hancı! itiraf ediyorum, yatağa işedik, yanlış yaptık
Nedenini bilmek istiyorsan: lazımlık yoktu."

"Hayran kaldım, ey duvar, bu kadar yazının sıkıcılığını taşıyan senin yıkılmamış olmana."

Devamını Oku Canım »

Ugly Laws

"Çirkin veya tiksindirici bir nesne veya uygun olmayan bir insan sayılacak kadar hastalıklı, sakat veya herhangi bir şekilde deforme olmuş hiç kimse, bu şehirdeki kamu yollarında veya diğer kamu alanlarında bulunamaz veya kendini kamuya teşhir edemez."

Any person who is diseased, maimed, mutilated, or in any way deformed, so as to be an unsightly or disgusting object, or an improper person to be allowed in or on the streets, highways, thoroughfares, or public places in the city, shall not therein or thereon expose himself or herself to public view, under the penalty of a fine of $1 for each offense (Chicago City Code 1881)

Dilenciliği engellemek için yapılmış deniyor ama Amerikan öjenik manyaklarının başının altından çıkıyor sanırım bu yasalar. Çok sıkı uygulanmış bazı olaylarda anladığım kadarıyla. Kafayı yemişler.
Devamını Oku Canım »

Kierkegaard günlüğüne şöyle yazmış Nisan 1836'da:

İlgi odağı olduğum bir partiden yeni döndüm. Espriler dudaklarımdan dökülüyordu. Herkes güldü ve bana hayran kaldı -evet etrafımdaki koşuşturmalar dünyanın yörüngesi kadar uzundu- ve ben kendimi vurmak istedim.

Bu his o kadar tanıdık ki... Her şey iyi giderken, herkes neşeliyken bir şeylerin bozuk olduğunun farkına tek başına varmak gibi. İnsan her yerde turist hissediyor böyle.

Devamını Oku Canım »

Philipp Mainländer/Philosophy of Redemption

Yani, her şeyden önce, dünyadaki her şeyin bilinçsiz bir ölme iradesi olduğunu gösterdim. Bu ölme iradesi, insanlarda yaşama iradesiyle tamamen gizlenmiştir. Çünkü hayat, en aptalların bile açıkça görebileceği gibi, bir ölme metodudur. Sürekli olarak ölürüz, hayatımız yavaş bir ölüm mücadelesidir ve bu mücadeleyi ölüm kazanır her gün, her insana karşı; ta ki herkesin hayat ışığını söndürene kadar.

İnsan, özünde, varlığının ilksel çekirdeğinde, ölümü istemeseydi eğer, şeylerin böyle bir organizasyonu mümkün olabilir miydi? Haydut, hoş bir ölme yöntemi olarak hayatı seçer; bilge ise direkt ölmeyi ister.

Devamını Oku Canım »

Lucius Annaeus Seneca/On Mercy

Roma'da köleleri özgür insanlardan ayırmak için bir yasa teklifi yapılmış. Buna göre kölelere üniforma zorunluluğu filan gelecek işte. Ancak köleler sayılarının çokluğunu görüp çılgın fikirler edinmesin diye reddetmiş senato. 


A proposal was once made in the senate to distunguish slaves from free men by their dress, it then became apparent how great would be the impending danger if our slaves should begin to count our number. 

Devamını Oku Canım »

Plutarch/Parallel Lives

Sezar, Pharmacusa yakınlarında denizde korsanlar tarafından esir alınmış. Korsanlar 20 talent fidye istemiş. Sezar, esirlerinin ne kadar değerli olduğunu anlamadıklarını söylemiş, alay etmiş, 50 talent ödemeyi teklif etmiş. Etrafındakileri para toplamaya yollamış, bu sırada da korsanlarla esir olarak yaşamış 38 gün boyunca, bayağı küçümsemiş ama korsanları. Uykusu geldiğinde susmalarını söylemiş, onlarla egzersiz yapmış, oyunlarına katılmış. Yazdıklarını ve konuşmalarını onlara okumuş, beğenmeyenlere illiterate ve barbar demiş. Sık sık onları çarmıha germekle tehdit etmiş. Fidye toplanıp serbest bırakıldıktan sonra da geri dönüp yakalamış korsanları. Asya valisi ve praetor Junius'a teslim etmiş cezalandırması için. Junius ali cengiz oyunlarına girişince geri almış korsanları ve hepsini çarmıha germiş. Berbat bir esir gerçekten.

After a short stay there with Nicomedes, the king, in his passage back he was taken near the island Pharmacusa by some of the pirates, who, at that time, with large fleets of ships and innumerable smaller vessels infested the seas everywhere.

When these men at first demanded of him twenty talents for his ransom, he laughed at them for not understanding the value of their prisoner, and voluntarily engaged to give them fifty. He presently dispatched those about him to several places to raise the money, till at last he was left among a set of the most bloodthirsty people in the world, the Cilicians, only with one friend and two attendants. Yet he made so little of them, that when he had a mind to sleep, he would send to them, and order them to make no noise. For thirty-eight days, with all the freedom in the world, he amused himself with joining in their exercises and games, as if they had not been his keepers, but his guards. He wrote verses and speeches, and made them his auditors, and those who did not admire them, he called to their faces illiterate and barbarous, and would often, in raillery, threaten to hang them. They were greatly taken with this, and attributed his free talking to a kind of simplicity and boyish playfulness. As soon as his ransom was come from Miletus, he paid it, and was discharged, and proceeded at once to man some ships at the port of Miletus, and went in pursuit of the pirates, whom he surprised with their ships still stationed at the island, and took most of them. Their money he made his prize, and the men he secured in prison at Pergamus, and made application to Junius, who was then governor of Asia, to whose office it belonged, as praetor, to determine their punishment. Junius, having his eye upon the money, for the sum was considerable, said he would think at his leisure what to do with the prisoners, upon which Caesar took his leave of him, and went off to Pergamus, where he ordered the pirates to be brought forth and crucified; the punishment he had often threatened them with whilst he was in their hands, and they little dreamed he was in earnest.

Devamını Oku Canım »

Catullus/Carmen LVII

Everything is turning out well for those disgraceful Cinaedii* 
Caesar and Mamurra** the pathicus* 
No wonder: the stains are equal for both of them, 
But one is from the city and the other is from Formia, 
And they are so ingrained that they cannot be washed out: 
They are diseased equally, and both are twins, 
Both are educated in one little bed, 
Nor is the latter a more gluttinous adulterer than the former; 
They are allied rivals even for little girls. 
Everything is turning out well for those disgraceful Cinaedii*.

* - Cinaedus (in the plural form, Cinaedii) and pathicus are both vulgar and insulting words that refer to sexually perverted individuals.
** - Mamurra was a crony of Julius Caesar whose political history is reviewed by Catullus in Carmen 29.

Pulcre convenit improbis cinaedis,
Mamurrae pathicoque Caesarique.
Nec mirum: maculae pares utrisque,
urbana altera et illa Formiana,
impressae resident nec eluentur:
morbosi pariter, gemelli utrique,
uno in lecticulo erudituli ambo,
non hic quam ille magis vorax adulter,
riuales socii puellularum.
Pulcre conuenit improbis cinaedis.

Sezar ve Mamurra hakkında bayağı homofobik şeyler yazmış. Biraz cumhuriyetçi sanırım...
Devamını Oku Canım »

Hukuk Sosyolojisi Ders Notları

Dr. Furkan Kararmaz'ın derslerinden çıkardığım notlar.

 

Devamını Oku Canım »